Nikolas Kopernik

Nikolas Kopernik (Nicolaus Copernicus) hakkında merak edilen sorulara cevaplar. Nereli? Eğitimi, eserleri kısaca hayatı ve biyografi bilgileri.

O dönem Prusya Birliğinin müttefiki olan Polonya Krallığının kuzey kesiminde Vistül Irmağı üstünde yer alan Torun şehrinde Krakov’dan buraya taşınmış Alman asıllı ailenin en son üyesi olarak 19 Şubat 1473’te dünya geldi. Torun şehri Orta Çağın en eski şehirleri arasında yer almaktadır, 2.Dünya savaşından etkilenmeyen nadir şehirlerdendir. 1997 yılında günümüze kadar gelen eski şehir tarafı UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır.

Ailesi ismini lehçe Mikolaj Kopernik olarak koydu ancak o üniversite eğitimi döneminde adının Latin versiyonu olan Nicolaus Copernicus telaffuzunu seçti ve onu kullanmaya başladı. Nikolas varlıklı bir ailede doğdu. Adını bakır tüccarı olan babası Mikolaj Kopernik’den almıştır. Annesi Barbara Watzenrode, zengin, soylu bir tüccar ailesinden geliyordu. Ailenin dört çocuğunun en küçüğüydü, 10 yaşındayken babası vefat etti. Asil, üst sınıf bir ailenin ferdi olması yaşadığı dönemde yetim kalan diğer akranlarına göre onu şanlı kılıyordu. Dayısı Lucas yeğenini himayesi altına alarak onun eğitim sorumluluğunu üstlendi.

Eğitim Hayatı

İlk eğitim sürecini Kilisede tamamladı. 1491’de Krakov Üniversitesi’ne kaydoldu. Bu arada dayısı da Ermlan piskoposu olarak atandı. 1496’da Bologna Üniversitesi’ne teoloji okumaya gitti. Burada ufkunu açacak ve sonraki dönemlerde çalışmasına yön verecek gelişmelerin başlangıcını sağlayan Maria Novara da Ferrar ile tanıştı. 1501 yılında Padova Üniversitesi’nde tıp tahsil etti. Eğitim sürecinde ana dili Lehçe dışında Almanca, İtalyanca ve Yunanca öğrendi.

1510 yılından itibaren geriye kalan Hayatının bundan sonra kalan kısmının büyük bir çoğunluğunu Frombork papazlar meclisinde yaşayarak geçirdi.

Nikolas Kopernik Bilimsel Çalışmaları

1510 ve 1514 tarihleri arasında Güneş Merkezli Evren prensibini anlatan Commentariolus’u yazdı. Yaşadığı zamanda Aristoteles’in orta çağa hakim olan Evren ve Dünya görüşünün egemen olmasıyla birlikte kendisinden asırlar önce yaşamış olan Claudius Ptolemy’nin (MS.90-168) Geosentrik (Dünya Merkezli) evren prensibinin, Katolik Kilisesi tarafından inanç sistemi haline dönüştürülmesi ve akide olarak kabul görmesi bilimsel çalışmalarını gün yüzüne çıkarıp sunması noktasında onu hep ihtiyatlı olmaya sevk etmiştir.

Kiliseden aforoz edilme korkusu yaşadığından bilinçli olarak uzun süre üzerinde çalıştığı eserini saklı tutmuş, ölümünden kısa bir süre önce 1543 yılında ortaya çıkarabilmiştir. “De Revolutionibus Orbium Celestium” adlı kitabında, Yunan antik çağından beri süregelen Ptolemaeus’un Dünya merkezli modeline karşı Güneş merkezli yeni bir model geliştirerek dünya ile diğer gezegenlerin güneş etrafında döndüklerini öngören Heliosentrik (Güneş Merkezli) prensibini açıklamıştır.

Kopernik, “De revolutionibus” adlı kitabında fikirlerinden etkilendiği şahıslar olarak Hipparchus ve Batlamyus’un yanında “Machometi Aracenfis” isminde bilginden bahseder. O kişinin Şam’da yaşamış El Battani isminde Müslüman bir astronomi bilgini olduğu tahmin edilmekle birlikle 1950’li yıllarda Kopernik üzerine araştırma yapan bilim insanı Otto Neugebauer, Astronomi üzerine “Nihaye” isminde eser kaleme alan Şamlı astronom İbnü’ş-Şâtır olma ihtimali tespitinde bulunmuştur.

Özel olarak yazarın çalışması hakkında bilgi edinmek isteyenler  bizzat kendisine ait olan ve tercüme edilip yayımlanan “Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine” İş Bankası yayınları ve ayrıca George Saliba’nın “İslam Bilimi ve Avrupa Rönesansı’nın Doğuşu” Mahya yayınları eserlerine bakabilir.

Nikolas Kopernik Ölümü ve Mezarı Hakkında

1543 yılında hayata gözlerini yumdu. Kilise tarafından “kâfir” ilan edildi. Ölümünden sonra Frombork’taki katedralin zemininin altına isimsiz bir şekilde gömüldü. Mezarının bina içinde nerede olduğu ise 2005’e kadar tam olarak tespit edilememişti. 2004’te yerel bir piskoposun talebiyle harekete geçen bilim adamları, ona ait olduğu düşünülen isimsiz bir mezarlarda araştırma yapmaya başladılar. Bir yıllık çalışmanın sonucunda astronomun öldüğü yaş olan 70’inde ölmüş bir erkeğin kemiklerine ulaşıldı. Kafatası kullanılarak bilgisayarda yapılan yüz canlandırması sonucu, bu kişinin Kopernik olduğu belirlendi. Soruşturmada, Kopernik’e ait İsveç’teki tarihi kitabın arasında kalan saç teli ve iskeletinin dişlerinden alınan DNA örnekleri karşılaştırıldı. Kemiklerin ona ait olduğu doğrulandı.

Din adamları tarafından, zamanında piskopos ve doktor olarak görev yaptığı Polonya’nın Frombork kasabasındaki katedralde bir cenaze töreni düzenlendi. Üzerine kutsal su serpilen ve tören muhafızlarınca omuzlarda taşınan cenazesi, daha sonra kemiklerinin ilk bulunduğu yere geri gömüldü.

Cevap Yaz

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen adınızı buraya giriniz