Falih Rıfkı Atay

Falih Rıfkı Atay hakkında merak edilen tüm soruların cevapları. Edebi kişiliği, sözleri, şiirleri, ölümü, kısaca biyografi ve hayatı.

1894 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Aslen Sakarya, Kaynarca İlçesi, Topçu Köyü, Dırmandılar Mahallesi’nden İstanbul’a yerleşen bir ailenin evladıdır. Annesi Huriye Cemil Hanım, babasının ismi ise Hoca Hilmi Efendi’dir.

Mekteb-i Tahsil Mektebi’nde Ortaokul’u, Mercan İdadisi’nde ise Lise tahsilini tamamlamıştır. Lise eğitimi döneminde iken edebiyat öğretmeni olan Celal Sahir Bey (Erozan) ve bir üst sınıfta okuyan Orhan Seyfi (Orhon) sayesinde edebiyat’a ilgisi artmıştır. 1912 yılında ise Darülfünun Edebiyat Fakültesi’nden (İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi) mezun olmuştur.

İlk yazıları 1911 yılında Servet-i Fünun dergisi tarafından genç yazarlar için ayrılmış olan ek sayfalarda yayınlanmıştır.

1913 senesinden itibaren memur olarak çalışmaya başlamış, Sadaret ve Dahiliye Nazırlığı kalemlerinde görev yapmıştır. O dönemde Dahiliye Vekili Talat Paşa ile beraber resmi bir görev için Romanya, Bükreş’e gitmiş ve Tanin gazetesinde röportajları yayınlanmıştır. Yazıları o dönemde Türkçülük ve Türkçecilik akımlarının etkilerini taşımakta idi.


Cumhuriyet döneminin en etkin gazetecileri arasında yer alan Falih Rıfkı Atay, İzmir’in kurtuluşunun akabinde Gazi Mustafa Kemal Paşa ile tanışmış ve dostluğunu kazanmıştır. Özellikle kaleme aldığı ve Atatürk’ü yakından tanıtan anıları ile ünlenmiştir. Atatürk’e çok yakın olması sebebi ile çok önemli olaylara yakından tanıklık etmiş, kişisel tarihi cumhuriyet tarihi ile özdeşleştiren isim olmuştur. Ülkemizde Türk basınında sansürün kaldırılmasının yıl dönümü olarak her sene 24 Temmuz tarihinde düzenlenen Basın Bayramı’nın tarihini belirlemiştir.

I. Dünya Savaşı sırasında yedek subay olarak Suriye’ye giderek Cemal Paşa’nın özel katipliğini üstlenmiştir. Filistin ve Suriye savaş anılarını Ateş ve Güneş isimli kitabında toplamış, Cemal Paşa’nın Bahriye Nazırı olmasının ardından Kalemi Mahsusa müdür yardımcılığı görevini üstlenmiştir. Kurtuluş Savaşı’nı destekleyerek yazıları Tanin ve Hakimiyet-i Milliye gazetelerinde yayınlanmıştır. Kurtuluş Savaşı bittikten sonra Tetkik-i Mezalim Heyeti’nde görevlendirildi ve Mehmet Asım, Yakup Kadri ve Halide Edip ile beraber Yunan ordusu tarafından yakılıp yıkılan yerleri saptamak için tüm Batı Anadolu’yu dolaşmıştır.

Falih Rıfkı Atay siyaset hayatı;

1923 ve 1950 yılları arasında milletvekili olarak siyasette yer almıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne 1923 yılında girmiş ve tam 27 sene aralıksız olarak milletvekilliği yapmıştır. 1923 ve 1934 yılları arasında Bolu, 1935 ve 1950 yılları arasında ise Ankara Milletvekili olarak hizmet etmiştir. Siyaset hayatının yanı sıra dönem dönem Hakimiyet-i Milliye, Ulus ve Milliyet gazetelerinde başyazarlık yapmıştır. Gazetelerde yazdığı köşelerde Atatürk Devrimleri ve Batılılaşmayı sıkça savunmuş, Yeni Türk alfabesinin hazırlanması ve uygulanması sırasında Dil Encümeni’nde görev almıştır.

1950 yılında Demokrat Parti’nin iktidara geçmesi sonrasında 1952 yılında Dünya Gazetesini kurmuş ve muhalefete geçmiştir. Ölene dek bu gazetenin başyazarlığını yapmış ve iktidara karşı Atatürk Devrimleri’ni savunmuştur.

İlerleyen yıllarda Kurtuluş Savaşı’nı destekleyen yazıları nedeni ile halk arasında Kürt Nemrut Mustafa Divanı diye anılan mahkemede idam istemi ile yargılanmıştır. 2. İnönü Muharebesi kazanılınca Divan-ı Harp tutumunu değiştirmiş ve idamdan kurtulmuştur.

Falih Rıfkı Atay ölümü, kaç yaşında neden öldü? mezarı nerede?

20 Mart 1971 tarihinde İstanbul’da yaşamını yitirmiştir. 77 yaşında iken kalp krizi geçiren Atay, İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilmiştir.

Falih Rıfkı Atay edebi kişiliği;

Çekici ve sağlam karakterli bir anlatıma usluba sahip idi. Duru bir Türkçe’ye sahip, süssüz ve sanatsız ancak etkin bir kaleme sahip olan Falih Rıfkı Atay, siyasi konuları işleyen fıkra ve başyazıları ile tanındı. Tarihte anı, makale, gezi ve sohbet türünde bir çok kitabın altına imzasını attı. Anıları ve gezi yazılarını topladığı kitaplar ile Cumhuriyet döneminde bu türlerin ilk özgün örneklerini veren isim oldu.

Kitapları, eserleri;

Ateş ve Güneş (Suriye ve Filistin savaş anılan, 1918)
Zeytindağı (1932)
Mustafa Kemal’in Mütareke Defteri (1955)
Mustafa Kemal’in Ağzından Vahdettin (1955)
Çankaya (1961)
Batış Yılları (1963)
Kurtuluş (1966)
Atatürk Ne İdi? (1968)
Bayrak (1970)
Faşist Roma, Kemalist Tiran, Kaybolmuş Makedonya, Pazar Konuşmaları, Tuna Kıyıları, Babanız Atatürk, Gezerek Gördüklerim, Eski Saat.

Cevap Yaz

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen adınızı buraya giriniz