Seyfi Doğanay

Seyfi Doğanay Türk halk ve arabesk müzik sanatçısı’dır. Hakkında merak edilen soruların cevapları. Kısaca hayatı ve biyografi bilgileri.

Seyfi Doğanay 1949 yılının Ocak ayında Tunceli’nin Hozat ilçesinde dünyaya gelmiştir. Beş kardeşten en büyüğü olan sanatçının evliliği 11 yıl sürdü ve bu evliliğinden bir kızı oldu. Eda Doğanay isminde bir kızı ve Serdar Doğanay isminde bir oğlu vardır. 6 yaşında okula başlarken aynı zamanda berber çırağı olarakta iş hayatına atılmıştır.

Liseden sonra 17 yaşında 1966 yılında Almanya’ya ailesinin yanına gitmiş kısa sürede Almanca öğrenmiştir. Daha sonra orada kadrolu bir iş bulmuş ve profesyonel müzik kariyerine adım atmıştır. Birçok düğün ve eğlence mekanında müzik yapan sanatçı birçok ünlü sanatçıya da eşlik ederek tanınmıştır.

1987 yılında İstanbul’da Aylarla Selam isimli ilk kasetini yapmış ancak maddi imkansızlıktan kendini yeterince tanıtamayan sanatçı sayısız mekanda müzik icra etmiştir.

Dırdır Etme, Kimbilir Nerdesin, Çilekeş, Doğma Güneş, Aşkı Çekene Sor gibi eserlere imza atan Seyfi Doğanay 30 Ocak 2015 senesinde mide kanaması şikayeti ile kaldırıldığı İstanbul’daki bir hastanede kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiş, cenazesi Kurtköy Mezarlığına defnedilmiştir.

3 Yorumlar

  1. Seyfi baba Tunceli hozat zankirek köyü doğumludur. Uzun yıllar abisiyle halk ozanlığı yaptı. 6 adet deyiş albümü vardır. Kendisi Alevi olup Derviş Cemal ocağının pirlerindendir. Zamanla ülkedeki müzik tarzının değişmesiyle arabesk ve halk müziği dalına geçiş yaptı. Dillere dolanan birçok eser beste yapmıştır. Damar tıkanıklığı nedeniyle sağ ayağını kaybetti. 30 ocak 2015 de mide kanaması şikayetiyle kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.

  2. Hemşerilerimi bir Pülümürlü olarak takip ederken 2008 yılında, Adana da akrabaları Dedem Hüseyin Yalçınla konuştuk.
    Bana Şire türküsünün esas sahibi Hüseyin Doğanay’dır dedi ve bu besteyi Seyfi Doğanay sandıktan alır ve bu nasıl bir şiir sen sandıkta saklıyorsun.
    O şiiri kendisi seslendiriyor dedi.
    Ben 2008 de Elazığ’da Şirenin evine tanıyan bir akrabamla gitik ve bu durumu yerinde görmek için.
    Şirenin evinde karşımıza tahminen 65 yaşlarında bir bayan geldi ve Hozat renga renk giysileriyle ve suratların üzerin üstü kırmızı elma gibi yanıyordu.
    Bize hayatını anlatınca, duymadığım ve düşünemediğim şekilde bir yaşam içinden gelmiştir.
    Umar dilerim ki halen sağlıklı yaşam içindedir, tüm ailesiyle.
    hayatı ve Şiire türküsünün öyküsü ile öğrendiğimde Hozat ilçesine var olan bağlılığım bir kat artı ve sevincimi 12 sene sonra paylaşma gereği duydum.
    İlimiz ve insanlarımıza katkı sunan ve taş üzerine taş koyan her kişi benim başımın tacıdır.
    Selam ve saygılarımla.

Cevap Yaz

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen adınızı buraya giriniz